Yazar

İyi ki varsın Hocam

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık Covit 19 namı diğer Coronavirüs; hakkında konuşulanlar, yazılanlar aslı olan veya olmayan söylentileriyle uzunca bir süredir sadece bizim değil tüm dünyanın gündemini meşgul eder hale gelmiş durumda. Ve üzülerek belirtmek gerekir ki bir süre daha meşgul edeceğe benzemekte. Tümüyle sosyal ve ekonomik hayatı tesiri altına alan bu meşum virüs, ne yazık ki belki biraz olsun düzelir diye umut ettiğimiz insaf duygularımızı etkilemekten aciz kaldı sanki.

Corona, sağlığımızı tehdit altına alırken, çoğu zaman gündelik hayatın akışında sıradan, basit ve hatta sıkıcı bulduğumuz pek çok eylemimizin, dolayısıyla özgürlüğün ehemmiyetini idrak ettirdi bize. Bununla birlikte en önemlisi de bizler için çabalayan sağlık çalışanlarımızın aslında ne kadar önemli olduğunu, onların fark etmediğimiz özverilerini gözler önüne serdi. Fakat her nedense varlıklarından dolayı şükrettiğimiz sağlıkçılarımızın yanında, ictimai hayatın kaçınılmaz iş grupları olan pek çok kesimi unuttu çoğumuz. Evlerimizden çıkamayacağımız günler için stokladığımız! gıdaları o market raflarına dizen rafçı genci, bizler sokağa çıkmaya korkarken evlerimizin önünden çöplerimizi toplayan belediye işçilerini, halkın güvenliği için sokaklarda dolaşan güvenlik güçlerini ve daha nicelerini…

Aslında durum bununla da kalmadı maalesef. Bir kesim daha vardı o unutulanlar arasında. Hatta onların unutulduğunu söylemek şöyle dursun, karalandılar, tezyif edildiler. Kimler onlar? Hadi söyleyin siz de. İmamlar, yani hocalarımız. Kederimizde, sevincimizde, gencimize sırdaş yaşlımıza dert arkadaşı olan imamlarımız. Ancak bu süreçte varlıkları bile fazla görüldü bazıları tarafından. Bu zevat, dillerine doladıkları “bin tane imam yetiştireceğimize, bir tane doktor yetiştirelim” söylemiyle aslında sosyal hayatın dengesinin nelerden müteşekkil olduğunu bilmekten aciz olduklarını izhar etti. Nitekim bu sözler, yedikleri ekmeğin bile, tarladan başlayıp sofralarımızda son bulan serüveninde geçtiği evreleri düşünmemiş olmalarına işaret ediyor. Kendilerine; bu virüs gündemimize girmezden önce hayatın akışını bir kez olsun gözlemlediniz mi? diye sormadan edemiyor insan. Doğrusu ben şüpheliyim.

Belli ki bu arkadaşların zihnindeki imam profili, günde yalnızca beş vakit namaz kıldırıp maaş alan bir görev tanımına sahip. Kim bilir belki tanıdıkları imam da bunun dışına çıkan bir arkadaş değildir. Fakat inancım odur ki şayet camiye devam eder de yaşadıkları herhangi bir problemi imam kardeşimize açarlarsa eminim ki boş dönmeyecekler, hocamız kendileriyle alakadar olup hiç değilse derdiyle dertlenecek ve bir çözüm yolu aramaya koyulacaktır. Ya da içlerinden insaf sahibi olan arkadaşlarımız şöyle bir arama motoru veya sosyal medya yolculuğundan sonra, içki, uyuşturucu vb. nice batağın içinden çekilip alınan gencin aslında elinden yalnızca bir imamın tuttuğunu, kimse ona itibar etmezken bir din gönüllüsünün kendisine kıymet verdiğini göreceklerdir. Veya potansiyel bir suçlu olabilecek bir çocuğu gözlemleyen bir hocamızın bir şekilde onun gönlüne nakşettiği Allah korkusuyla belki onlarca suçu önlediğini fark etmeleri hiç de zor olmayacaktır. Yine yoksulluk sebebiyle okumakta güçlük çeken öğrenciye burs imkânı sağlayan bir zenginin, aslında bu ihtiyaç sahibi olan genci tespit ederken kendisine bir imamın öncü olduğunu, yazın camide bir çocuğun gönlüne dokunabilmek ve ana babasına ve toplumuna faydalı bir birey olabilmesi adına onlarca yaşına rağmen o sabilerle imamın oynadığı oyunları görecektir.

İsterseniz bir deneyin. Özellikle şu günlerde sokağa çıkmakta zorlanan yaşlı bir amcamızın market alışverişini yapmasını teklif edin bir imama mesela. Eminim sizi geri çevirmeyecektir.

İnsanın yalnızca biraz et, biraz kas ve biraz kemikten ibaret olduğu bu sorunlu algıda, ruhun bir gerçekliği yoktur. Dolayısıyla ne insanın mana âlemine yapacağı yolculuğa ve ne de bu konuda kendisine yardımcı olacak birisine ihtiyaç vardır. Fakat olanca albenisine rağmen intiharların özellikle gençler arasında kol gezdiği dünyamızda ruhun ilahi mesajla olan bağının kopukluğu gerçeği yadsınabilecek bir şey değildir. O mesajla bizi buluşturan ve bizlere değerlerimizi öğreten hocalarımız… Genç yaşlı demeden sevincimizde, kederimizde bizlerle birlikte olduğunuz için sizlere minnettarız. İyi ki varsınız… Ve tabi ki ismi zikredilmeyen diğer fedakârlar. Sizler de…

Hâsılı, dostlar ben derim ki; özellikle tüm insanlık olarak zor zamanlardan geçtiğimiz şu günlerde toplumda bize hizmet eden nice kahramanın olduğunu yeniden hatırlayalım. Kendilerine en büyük işin düştüğü ve o kıymetli görevi ifa eden sağlık çalışanlarımıza hak ettikleri değeri gösterelim. Bunu yaparken de kimseyi karalamak zorunda olmadığımızı bilelim.

Sağlıcakla kalın…

Exit mobile version